26 Şubat 2018 Pazartesi

KEMALİZM Mİ, İNÖNİZM Mİ?


Şu sosyal medya denilen kökü dışarıda oluşumlar olmasa memlekette ne kadar münevver, ne kadar filozof, ne kadar âlim varmış göremeden terki dünya eyleyecekmişiz.  Şükürler olsun o felakete duçar olmadan sosyal medya sayesinde memleketimin kıyıda köşede kalmış gizli alimlerini tanımak şerefine nail oldum.
            Geçen gün sosyal medya hesabımda bir konu üzerinde fikir beyan eden benden epeyce yaşlı ve tecrübeli bir sayfa arkadaşım; “Kemalizm uydurmadır, aslı İnönizmdir. Gerçekte Atatürkçülük vardır. Kemalizmi İnönü uydurmuştur.” gibi bir söz etti. Şaşırmak isterdim, lakin bırakın şaşırmayı araştırmam gerektiğini, bir fazla okumam gerektiğini anladım.  Çünkü iddialar yenilir yutulur cinsten olmadığı gibi, okudukça aslında bildiğimi sandığım Kemalist Felsefeyi çok da bilmediğimi, aslında Kemalizmin başlı başına bir bilimsel konu olduğunu gördüm.  Peki neydi Kemalizm? Uydurma bir ideoloji mi, yoksa Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ve varoluş felsefesi mi? Oligarkların ve oportünistlerin dayattığı, Müslüman ahalinin başında Demoklesin kılıcı gibi tutulan bir olgu mu? Kendi neslini yaratan, 10 yılda 15 milyon genci otaya çıkaran yeni bir oluşum mu? Milli vicdan, milli devlet, milli ekonomi, milli kültür adı altında tam anlamıyla yeni bir felsefe mi? Sorular, sorular, sorular… Cevapları bile tek olamayan, her kafaya göre farklı cevapları olan sorular.
            Sözlük anlamı olarak Kemalizm Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Türk Devrimin ideoloğu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün görüş, düşünce ve ilkelerini benimsemek, onun yolundan gitmek, ilke ve devrimlerine sahip çıkmak anlamına gelmektedir. Bu sözcüğü ilk kullananlar da yabancı yazarlar olmuş, özellikle Türk İstiklal Savaşı esnasında düşman yazarlar ve askerleri tarafından “Kemalin Askerleri” tanımıyla hayat bulmuş bir olgudur. O halde şunu net bir şekilde ortaya koyabiliriz ki; Kemalizm sonradan uydurulmuş bir şey değildir.
Tarihi gelişimine bakıldığında da açık bir şekilde görüleceği üzere; Kemalizm demek Türk Devrimi demektir. Kemalizm demek antiemperyalizm demektir. Kemalizm demek sömürü düzenine başkaldırı, kula kulluk etmeye isyan demektir. Kemalizm demek unutturulmak istenen ve temeli yüksek Türk kültürü olan Türk Milletinin ümmet değil millet olduğunun dünyaya ilanıdır. Kemalizm kuru kuruya bir ideoloji değil, dayanağı Türk kültürü olan bir yaşam şeklidir. Her alanda Türklüğün ve Türk Devletinin varlık kavgasının yaşandığı, Türklüğün yeniden doğuşunun adıdır Kemalizm! Bu gün bazı kesimlerin özellikle ikinci cumhurbaşkanı Mustafa İsmet İNÖNÜ’ye dayandırmaya çalıştığı Kemalizm Felsefesi her şeyden evvel daha Türkiye Cumhuriyeti kurulmadan var olmuş bir olgudur.  Sivas ve Erzurum Kongrelerinde tam bağımsızlık fikri ile ağırlığını ortaya koymuş, TBMM’nin açılışı ile de millet egemenliğini temel almasıyla ete kemiğe bürünmüştür. Eğer Mustafa Kemal ATATÜRK’ün altı ilkesi dikkatlice incelenecek olursa her bir ilkenin çıkış noktasının millet egemenliği, Türk Milliyetçiliği ve Türk kültürü olduğu net bir biçimde görülecektir. Çünkü Mustafa Kemal daha harp akademileri öğrencisi olduğu yıllarda bile millet egemenliğinden bahsetmiş ve bu nedenle kovuşturmalara bile uğramıştır. Şunu net bir biçimde ifade etmek isterim ki; Kemalizm daha Mustafa Kemal talebe iken şekillenmeye başlamış ve Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte resmi bir hüviyet kazanmıştır.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi Kemalizm ilk olarak yabancılar ve Damat Ferit hükümeti tarafından ortaya atılmış bir terimdir. Kemalistler yada Kemaliler olarak adlandırılan Mustafa Kemal ve taraftarları sözüm ona Anadolu’da Osmanlıya isyan eden Celalilere benzetilmek suretiyle küçük görülmek istenmiştir. Kemaliler tanımı sadece Mustafa Kemal’in askerleri için de kullanılmamış, Kuvayi Milliye hareketi içindeki gruplar içinde kullanılmıştır. İngiliz ve Yunan kayıtlarında ortaya çıkan ve Mustafa Kemal’in askerlerini tanımlayan terim, daha sonraları Mustafa Kemal’in felsefesi ya da ideoloji anlamında Kemalizm adını almıştır. Yani Kemalizm uydurulmuş yada sonradan çıkarılmış bir terim değil, Türk İstiklal Mücadelesi ile ortaya çıkmış bir olgudur. İddia edildiği gibi Kemalizm M.İsmet İNÖNÜ tarafından uydurulan bir ideoloji de değildir. Temeli Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun fikirleridir.
Kemalizm tek başına bir terim değil, terimler bütünüdür. Kendiliğinden ortaya çıkmış bir olgu da değildir. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu devlet, verdiği mücadele, yaptığı devrimler ve bıraktığı ilkeleri hepsi Kemalizmi oluşturan öğelerdir. Kemalizmin dayandığı Atatürk ilkelerinden Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik ve Halkçılık 1927 yılında Türkiye Cumhuriyetini kuran Cumhuriyet Halk Fırkasının ilkeleri olarak benimsendi. 1931’deki III. CHP Kurultayında ise bunlara laiklik, devletçilik ve inkılapçılık da eklendi. Bunlar yapılırken Mustafa Kemal ATATÜRK Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyet Halk Partisinin de genel başkanıydı. Yani İsmet İNÖNÜ ne cumhurbaşkanı, ne de milli şef değildi! Demek ki Kemalizm Felsefesi daha Mustafa Kemal sağ iken kurulmuş ve uygulamaya konulmuştu! Zaten Kemalizmin başkaları tarafından ortaya konulan bir ideoloji olması da imkansızdır. Çünkü Mustafa Kemal ATATÜRK ileride ATATÜRKÇÜLÜK olarak da adlandırılacak olan bu felsefeyi bizzat kendisi kurmuş ve uygulamıştır. Ne Komünizm ne de Faşizme benzemeyen bu yeni ideolojinin kaynağı doğrudan doğruya Türk Milleti ve onun o günkü ihtiyaçlarının ortaya koyduğu gerçektir.
Mustafa Kemal ATATÜRK Türk Devrimini yaparken -bunun tanımlamasında İnkılap kelimesinin kullanılmasındaki yegane amaç Sovyet Devriminden ayırmaktır.- her şeyiyle milletine inanıp güvenerek hareket etmiştir. Yoksa o gayet iyi bilir ki; halkın desteği olmadan hiçbir hareket başarıya ulaşamaz. Mustafa Kemal ATATÜRK Kemalist devrimin amacını açıklarken; “Türkiye bir maymun değildir. Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne Batılılaşacaktır. O, sadece özleşecektir.” demektedir. Yani Türk Devriminin amacının Türk Ulusunun kendi köklerine dönmesi, özüne dönerek ileriye gitmesi, muasır medeniyetler seviyesine ulaşırken de başka uluslara, topluluklara benzememesi gerektiğini kesin bir dille ifade etmiştir.
            Sadece Türk Milletinin değil, mazlum ve esir milletlerinde örnek aldıkları Kemalist Felsefe şüphe götürmez bir şekilde Türk Milletinin içinden çıkmış ve hem dünya Türklüğüne ve hem de mazlum milletlere mal olmuştur. Her zaman söylediğim gibi; Ali Rıza Efendi ve Molla Zübeyde Hanımın oğlu Mustafa Kemal Türk Milletinin bir ferdidir, ancak Mustafa Kemal ATATÜRK dünyadaki bütün uluslara, mazlum milletlere aittir! Kemalizm de birilerinin uydurduğu gibi ne İNÖNÜ, ne BAYAR veya başka birisi tarafından değil, bizatihi Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından ortaya konulmuş ve uygulanmıştır. Bu gün 350 milyonluk Türk dünyasının kurtuluş reçetesi de KEMALİZMDİR!