Şu sosyal medya denilen
kökü dışarıda oluşumlar olmasa memlekette ne kadar münevver, ne kadar filozof,
ne kadar âlim varmış göremeden terki dünya eyleyecekmişiz. Şükürler olsun o felakete duçar olmadan
sosyal medya sayesinde memleketimin kıyıda köşede kalmış gizli alimlerini
tanımak şerefine nail oldum.
Geçen gün sosyal medya hesabımda bir konu üzerinde fikir
beyan eden benden epeyce yaşlı ve tecrübeli bir sayfa arkadaşım; “Kemalizm
uydurmadır, aslı İnönizmdir. Gerçekte Atatürkçülük vardır. Kemalizmi İnönü
uydurmuştur.” gibi bir söz etti. Şaşırmak isterdim, lakin bırakın şaşırmayı
araştırmam gerektiğini, bir fazla okumam gerektiğini anladım. Çünkü iddialar yenilir yutulur cinsten
olmadığı gibi, okudukça aslında
bildiğimi sandığım Kemalist Felsefeyi çok da bilmediğimi, aslında Kemalizmin
başlı başına bir bilimsel konu olduğunu gördüm. Peki
neydi Kemalizm? Uydurma bir ideoloji mi, yoksa Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş
ve varoluş felsefesi mi? Oligarkların ve oportünistlerin dayattığı, Müslüman
ahalinin başında Demoklesin kılıcı gibi tutulan bir olgu mu? Kendi neslini
yaratan, 10 yılda 15 milyon genci otaya çıkaran yeni bir oluşum mu? Milli vicdan,
milli devlet, milli ekonomi, milli kültür adı altında tam anlamıyla yeni bir
felsefe mi? Sorular, sorular, sorular… Cevapları bile tek olamayan, her
kafaya göre farklı cevapları olan sorular.
Sözlük anlamı
olarak Kemalizm Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Türk Devrimin ideoloğu Gazi
Mustafa Kemal ATATÜRK’ün görüş, düşünce ve ilkelerini benimsemek, onun yolundan
gitmek, ilke ve devrimlerine sahip çıkmak anlamına gelmektedir. Bu sözcüğü ilk
kullananlar da yabancı yazarlar olmuş, özellikle Türk İstiklal Savaşı esnasında
düşman yazarlar ve askerleri tarafından “Kemalin Askerleri” tanımıyla hayat
bulmuş bir olgudur. O halde şunu net bir şekilde ortaya koyabiliriz ki;
Kemalizm sonradan uydurulmuş bir şey değildir.
Tarihi
gelişimine bakıldığında da açık bir şekilde görüleceği üzere; Kemalizm demek Türk Devrimi demektir.
Kemalizm demek antiemperyalizm demektir. Kemalizm demek sömürü düzenine
başkaldırı, kula kulluk etmeye isyan demektir. Kemalizm demek unutturulmak
istenen ve temeli yüksek Türk kültürü olan Türk Milletinin ümmet değil millet
olduğunun dünyaya ilanıdır. Kemalizm kuru kuruya bir ideoloji değil, dayanağı
Türk kültürü olan bir yaşam şeklidir. Her alanda Türklüğün ve Türk Devletinin
varlık kavgasının yaşandığı, Türklüğün yeniden doğuşunun adıdır Kemalizm!
Bu gün bazı kesimlerin özellikle ikinci cumhurbaşkanı Mustafa İsmet İNÖNÜ’ye
dayandırmaya çalıştığı Kemalizm Felsefesi her şeyden evvel daha Türkiye
Cumhuriyeti kurulmadan var olmuş bir olgudur.
Sivas ve Erzurum Kongrelerinde tam bağımsızlık fikri ile ağırlığını
ortaya koymuş, TBMM’nin açılışı ile de millet egemenliğini temel almasıyla ete
kemiğe bürünmüştür. Eğer Mustafa Kemal ATATÜRK’ün altı ilkesi dikkatlice
incelenecek olursa her bir ilkenin çıkış noktasının millet egemenliği, Türk
Milliyetçiliği ve Türk kültürü olduğu net bir biçimde görülecektir. Çünkü
Mustafa Kemal daha harp akademileri öğrencisi olduğu yıllarda bile millet
egemenliğinden bahsetmiş ve bu nedenle kovuşturmalara bile uğramıştır. Şunu net
bir biçimde ifade etmek isterim ki; Kemalizm daha Mustafa Kemal talebe iken
şekillenmeye başlamış ve Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte resmi bir hüviyet
kazanmıştır.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi
Kemalizm ilk olarak yabancılar ve Damat Ferit hükümeti tarafından ortaya
atılmış bir terimdir. Kemalistler yada Kemaliler olarak adlandırılan Mustafa
Kemal ve taraftarları sözüm ona Anadolu’da Osmanlıya isyan eden Celalilere
benzetilmek suretiyle küçük görülmek istenmiştir. Kemaliler tanımı sadece
Mustafa Kemal’in askerleri için de kullanılmamış, Kuvayi Milliye hareketi
içindeki gruplar içinde kullanılmıştır. İngiliz ve Yunan kayıtlarında ortaya
çıkan ve Mustafa Kemal’in askerlerini tanımlayan terim, daha sonraları Mustafa
Kemal’in felsefesi ya da ideoloji anlamında Kemalizm adını almıştır. Yani
Kemalizm uydurulmuş yada sonradan çıkarılmış bir terim değil, Türk İstiklal
Mücadelesi ile ortaya çıkmış bir olgudur. İddia edildiği gibi Kemalizm M.İsmet
İNÖNÜ tarafından uydurulan bir ideoloji de değildir. Temeli Mustafa Kemal ATATÜRK
ve onun fikirleridir.
Kemalizm
tek başına bir terim değil, terimler bütünüdür. Kendiliğinden ortaya çıkmış bir
olgu da değildir. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu devlet, verdiği mücadele,
yaptığı devrimler ve bıraktığı ilkeleri hepsi Kemalizmi oluşturan öğelerdir. Kemalizmin
dayandığı Atatürk ilkelerinden Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik ve Halkçılık 1927
yılında Türkiye Cumhuriyetini kuran Cumhuriyet Halk Fırkasının ilkeleri olarak
benimsendi. 1931’deki III. CHP Kurultayında ise
bunlara laiklik, devletçilik ve inkılapçılık da eklendi.
Bunlar yapılırken Mustafa Kemal ATATÜRK Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı ve
Cumhuriyet Halk Partisinin de genel başkanıydı. Yani İsmet İNÖNÜ ne
cumhurbaşkanı, ne de milli şef değildi! Demek ki Kemalizm Felsefesi daha
Mustafa Kemal sağ iken kurulmuş ve uygulamaya konulmuştu! Zaten Kemalizmin başkaları tarafından ortaya konulan bir ideoloji
olması da imkansızdır. Çünkü Mustafa Kemal ATATÜRK ileride ATATÜRKÇÜLÜK olarak
da adlandırılacak olan bu felsefeyi bizzat kendisi kurmuş ve uygulamıştır. Ne
Komünizm ne de Faşizme benzemeyen bu yeni ideolojinin kaynağı doğrudan doğruya
Türk Milleti ve onun o günkü ihtiyaçlarının ortaya koyduğu gerçektir.
Mustafa
Kemal ATATÜRK Türk Devrimini yaparken -bunun tanımlamasında İnkılap kelimesinin
kullanılmasındaki yegane amaç Sovyet Devriminden ayırmaktır.- her şeyiyle
milletine inanıp güvenerek hareket etmiştir. Yoksa o gayet iyi bilir ki; halkın
desteği olmadan hiçbir hareket başarıya ulaşamaz. Mustafa Kemal ATATÜRK
Kemalist devrimin amacını açıklarken; “Türkiye
bir maymun değildir. Hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne
Amerikanlaşacak, ne Batılılaşacaktır. O, sadece özleşecektir.” demektedir. Yani Türk Devriminin amacının Türk Ulusunun
kendi köklerine dönmesi, özüne dönerek ileriye gitmesi, muasır medeniyetler
seviyesine ulaşırken de başka uluslara, topluluklara benzememesi gerektiğini
kesin bir dille ifade etmiştir.
Sadece Türk Milletinin değil, mazlum
ve esir milletlerinde örnek aldıkları Kemalist Felsefe şüphe götürmez bir
şekilde Türk Milletinin içinden çıkmış ve hem dünya Türklüğüne ve hem de mazlum
milletlere mal olmuştur. Her zaman
söylediğim gibi; Ali Rıza Efendi ve Molla Zübeyde Hanımın oğlu Mustafa Kemal
Türk Milletinin bir ferdidir, ancak Mustafa Kemal ATATÜRK dünyadaki bütün
uluslara, mazlum milletlere aittir! Kemalizm de birilerinin uydurduğu gibi ne
İNÖNÜ, ne BAYAR veya başka birisi tarafından değil, bizatihi Gazi Mustafa Kemal
ATATÜRK tarafından ortaya konulmuş ve uygulanmıştır. Bu gün 350 milyonluk Türk
dünyasının kurtuluş reçetesi de KEMALİZMDİR!