Yıllardan
beri PKK terör örgütünün kürt halkına
özgürlük vereceğini iddia ederek sürdürdüğü kanlı terör eylemleri; bölge
halkına bırakın özgürlük getirmeyi, tam bir kabusa ve esarete neden olmakta. Onlar halk hareketi yaptıklarını söylüyorlar,
ama hakikatte tam bir çıkar savaşı!
Yıllardan
beri binlerce kürt çocuğu PKK'nın kimin yada neyin için yürüttüğü bilinmeyen
kanlı savaşı neticesinde hayatından oldu. Kurulduğu 1974 yılından beri PKK
saflarında, ama örgütün sempatizanı, ama militanı olarak faaliyet gösteren kürt
çocukları neye yada kime hizmet ettiklerini bilmeden ve çoğunluğu orta yaşı
göremeden Irak'ın, İran'ın, Suriye'nin ve Anadolu'nun dağlarında yok olup gittiler.
Oysa onların PKK'ya katılma gerekçeleri yada kendilerine göre nedenleri çok ama
çok farklıydı. Kimine "özgürlük" vaat ederken, kimine şan şöhret ve
para vaat ettiler. Ama sonuç hep hüsran oldu ve olmaya da devam ediyor. Resmi istatistiklere göre 1984 ten 2015
yılı Ağustos ayına kadar öldürülen PKK'lı sayısı 22 bin 374, bu zaman zarfında
PKK'nın öldürdüğü sivil vatandaşların sayısı 6 bin 741 ve yaralanan sivil
vatandaş sayısı 14 bin 257! Örgüt içi infazların tahmini rakamı 2 ile 17 bin
arasında olduğu rivayet edilmekte! Yerlerini terk edenlerin sayısı? PKK terörü
yüzünden bulundukları yerlerden ülkenin
batısına veya büyük kentlere göç edenlerin sayısı 386 bin!
Ne kadar garip değil mi? Özgürlük vaat ettiğin
insanları sırf terör baronlarının keyfi için ölüme göndermek, töre, aile, çevre
baskısı diyerek kaçan kız çocuklarını hayvani hisleri için kullanmak ne kadar
özgürlükçü acaba? Önderleri(!) tarafından özgürleştirilme adı altında namusları
kirletilen kız çocuklarının hikayeleri çarşaf çarşaf gazetelerde dizi yazı
olmuştu, kimse ne inkar etti, ne de tekzip!
Yıllardan
beri yaptıkları iki şey vardır; ya yalan yanlış propagandalarla, yada zorla
kürt çocuklarını dağlara götürür PKK'nın kırsalda ve kentte yuvalanan işbirlikçileri. Klasik propaganda işe
yaramazsa zorunlu askerlik adı altında; oda ekseriyetle fakir kimsesiz ailelere
baskı yaparak çocukları dağa çıkartır. Eğer aile çocuğunu vermek istemezse
onların belirledikleri miktarı ödemesi istenir kendilerinden. Ödeyemeyenler ise
ya oturdukları köyü, mezrayı, yada şehri terk eder, yada bir şekilde eşten
dosttan bulmanın çarelerine bakar. Bunları da bulamayan ailelerin
katledildiklerini, evlerinin, ahırlarının, ekinlerinin yakıldığını,
hayvanlarının telef edildiğini bilmem tekrar anlatmaya gerek var mı? Bunları
sanmayın ki gazetelerden okudum ve sanmayın ki kurgu; asla! Bizzat ülkemizin bu
bölgelerinde görüştüğüm kişilerden ve batı vilayetlerine göçüp gelen ailelerden
edindiğim bilgilerdir. Peki aile zenginse ne olur? PKK terör örgütü zengin
ailelere de sözde askerlik bedeli keser ve ister. Bu aileleri adeta lojistik
ikmali için kullanan terör örgütü, diş geçiremediği büyük aileleri de
itibarsızlaştırmaya gayret eder. Onları kendince hareketin karşısında olmakla,
kürt halkına ihanet etmekle suçlar. Ne kadar etkili olduğunu bizler çok iyi
biliyoruz, ama ne demişler çamur at izi kalsın.
Bütün
bunlara karşın PKK ve onun uzantısı olan yapılanmaların lider kadrolarının
yakınlarının ve onların çocuklarının nasıl bir hayat sürdüğünü gördüğünüz
vakit; ölümün sadece fakir kürt çocuklarının alın yazısı olduğunu görüyorsunuz.
Alın yazısı biraz iddialı bir terim oldu ancak ne yazık ki gerçek budur. Görev
yaptığım yıllarda Hakkari, Van, Şırnak, Sivas, Bingöl, Bitlis gibi illerimizden
gönüllü yada zorla PKK saflarına katılan çocukların nasıl Türk Silahlı
Kuvvetlerinin önüne yem olarak atıldıklarını gerek rütbeli arkadaşların
anlatımlarından ve gerekse bizzat tanık
olduğum olaylardan biliyorum. 14-15 yaşlarında henüz oyun çağındaki çocukların
eline verdikleri silahlar ile ölüme gönderen terör baronları mağaralarda gününü
gün ederken, çatışmada öldürülen veya korkudan teslim olan erkek çocuklarının
bile tecavüze uğradıklarını görmüştük. Gerçekten de bu çocuklar kim yada ne
için öldüklerini bile bilmeden Anadolu'nun yada Kuzey Irak'ın dağlarında yok
olup gidiyorlardı.
Birileri ısrarla Kürdün Kanına Ekmek
Doğramaktaydı. Yıllardan beri bu hiç
değişmedi. Ölenler ne için öldüklerini bilemeden öldüler hep.
Birisinin çocuğu Amerikalarda okur, öbürünü
ki Avrupalarda...Gariban kürt çocuğu okulu sözde kendisi adına savaştığını
söyleyen kansızlar tarafından yakıldığı için okuyamaz! Birisi akşam yemeğinde Fransız
yemeği yer, öbürü Çin lokantasında arzı endam eder; gariban kürt iki üç
şerefsiz yüzünden devletin vereceği ekmeğin yolunu gözler... Kimin savaşı bu?
Kimin mücadelesi? Türkün ve kürdün kanına ekmek doğrayan emperyalist
uşaklarının çok mu umurunda 12-13 yaşında 10 lira verip de askere Molotof
attırdıkları çocukların hayatı? Eğer kutsal olan Yaşama Hakkına saygı
duysalardı; bu çocukları görevi sadece
huzur ve güveni sağlamak olan, 24 saat aç susuz, ölümün karşısında vatandaşın
can güvenliği için canını ortaya koyan güvenlik güçlerinin karşısına
çıkartırlar mıydı ağzı süt kokan bebeleri? Eğer bu kürt çocukları için
savaşıyorlarsa, üç aylık bebeği gözünün önünden, beş yaşındaki sabiyi
ensesinden kurşunlarlar mıydı?
PKK terörü basit
bir vaka değildir! Birilerinin (madam Danielle
Mitterrand, Claudia Roth, Angela Merkel gibi teyzeler başta olmak üzere) şirin
göstermeye, özgürlük savaşçısı gibi lanse etmeye çaba gösterdikleri eli kanlı
örgüt, belki de dünyanın bir çok casusluk teşkilatı ile aynı anda çalışmakta
olan taşeron bir örgüttür! Çünkü PKK artık 1974 te ki PKK değildir! En büyük marifeti tetikçilik yapmak olan bu
eli kanlı örgütün arkasında, bu coğrafyada istikrarlı bir Türkiye
istemeyen, Anadolu'nun ve Trakya'nın
zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip olmak isteyen; görünende
müttefik ama gerçekte Türkiye Cumhuriyetinin kan ve can düşmanları vardır. Eğer
öyle olmasaydı; 30 senede 48 bin 435 uzun namlulu ve ağır silah,
yaklaşık 80 bin el bombası, 43 bin tabanca ve 5 milyonun üzerinde mermisi
güvenlik güçlerinin eline geçen PKK nasıl dayanacaktı? Bakınız lütfen rakamlara
dikkat ediniz. 5 tümen askeri yani bir orduyu donatacak silah ve mühimmattan
bahsediyorum. Bu denli bir silah ve silahlı güç nasıl teşkil edilir? Dışarıdan,
daha Türkçesi organize bir güç yada güçler tarafından yardım almadan nasıl
böyle bir güce ulaşabilirsiniz? Evet; yıllık yaklaşık 500 milyon dolarlık bir
uyuşturucu trafiğini yönetiyor bu örgüt, ama ne olursa olsun bu denli bir gücü
teşkil etmesi imkansız bir durum. Hele ki Irak'ın kuzeyinde, ABD, İngiltere,
Çin, Fransa ve Rusya gibi ülkelerin istihbarat ve kontrterör kuruluşlarının
cirit attığı bir ortamda, mümkün mü?
Kim
ne derse desin, kim ne iddia ederse etsin; bu gün Irak, İran, Suriye ve
Türkiye'de ki kürtlerin en büyük düşmanı PKK terör örgütüdür. Çünkü; eğer öyle
olmasaydı, binlerce kürdü yerlerinden yurtlarından etmez, binlerce kürdün
kanına girmez, kürtlerin yaşadıkları, yüzyıllardan beri yurt tuttukları yerleri
cehenneme çevirmezdi!
Bunların yaptığı; Kürdün kanına ekmek
doğramaktır! Eğer gerçekten kürt halkının selametini ve geleceğini düşünüyor
olsalardı Ermeni bayrakları ile poz vermezler, Müslümanlara ait camileri, kürt
çocuklarının okuduğu okulları, kürtlerin canı için kurulan hastaneleri
kundaklamazlar, kamu görevlilerini öldürmezlerdi!
Ortadoğu coğrafyasında
hangi ülkede yaşarsa yaşasın, kürtlerin bilmesi, gereken çok önemli bir şey
var; sizin kanınız ne kadar akarsa aksın, Irak'ta, İran'da, Suriye'de ve
Türkiye'de ne kadar çok kürt öldürülürse öldürülsün, istatistikleri
doldurmaktan öte bir işe yaramayacak! Çünkü emperyalizm sizin dökülen kanınızı,
verdiğiniz canınızı değil, satacağı silahı, alacağı petrolü hesaplıyor! Dün terör
örgütü listesine aldıkları örgütleri bu gün kara gücü olarak kullananların
yarın Afganistan'da yaptıkları gibi onları hedef tahtasına dikmemeleri için
hiçbir neden yoktur! Bu nedenle kürtler artık taraflarının emperyalist batı
değil, yüzlerce yıldır bu coğrafyada bir ve beraber yaşadıkları insanlar
olduğunu unutmamalıdır!