20 Eylül 2018 Perşembe

KÖLELER


Kölelere ekmek gerekti,
efendilere ise ekmek kazanmak için köle.
Efendiler ekmek verdiler kölelere, onların kazandığı
alın teri ile, bin bir zahmetle yaptıkları ekmekleri...
Kölelere sormadı efendileri, "bu ekmek nasıl kazanıldı?"
Köleler sorgulamadı, "bizim kazandığımız ekmekleri
bize neden özgürlüğümüzün karşılığı verdiler" diye
efendileri sormadı, köleler sorgulamadı, ekmek neyin karşılığı diye...
Bir gün, çıkıp dedi içlerinden en asi olanı,
"Ekmeği kazanan biz, alın terini akıtan biz, kazandığımız ekmeğe
bir lokma versin efendiler diye, kölelik eden yine biz!" diye
haykırdı var gücüyle....
İçlerinden en yaşlı olanı; "Sus!" dedi "Sus! Bozgunculuk yapma!
Bizim kaderimiz bu, köle doğduk, köle büyüdük, kadere boyun eğmeyi,
ve efendilerine itaat eden mutlu bir köle olarak ölmeyi yazmışlar bize,
Şimdi sen kalkıp diyorsun ki, ekmek bizim, emek bizim, özgürlük bizim olmalı...
Kadere isyan eden bir günahkar, bir lanetli gibi...
derhal tövbe etmelisin
bu zararlı düşünceleri, kafandan def etmelisin!"
Ve o deli cesaretin sahibi, söyledi usul usul; "Bu böyle gitmez!
Annem köleydi, babam da öyle. Ve onların anneleri ve babaları da,
hep aynı efendiye değildi kölelikleri, bir lokma ekmek içindi
oysa toprak işleyenin, su kullananın, ekmek ise, emek harcayanın...
olmak zorunda kardeşlerim, değişmeli bu düzen...
yoksa ölümü kader diye sunarlar, ekmek karşılığı prangayı
ve bir damla su için boynunuzda zincirleri
lütuf değildir kendi emeğinizin karşılığı,
isyan değildir hakkını istemek, haktır en başında
bizim düşmanımız efendiler değil, cehaletimizdir
boynumuzdaki zincir, ellerimizde kelepçe
ayaklarımızda pranga sanmayın demirdendir...
bizi köle eden, bizim cehaletimiz,
bizi mahkum eden bizim korkularımız
bizi kör eden kardeşlerim; inanın bana
gözümüzde büyüttüğümüz nokta kadar şeyleri
bize dayatılandır, bize lütuf diye sunulandır,
Biz çokken o mutlu azınlığın karşısında
haline şükreden, bizden olduğunu söyleyen
ama;
gerçekte bizi kendi korkularımızla yüzleşmekten
alıkoyan, satılmış ruhlar ve
bize biz olduğumuzu unutturanlardır!"
Dalgalandı köleler topluluğu, bulandı duru ve boş beyinler
bir tarafta hakkına razı olduğunu söyleyenler
öte yanda, hak, hukuk, emek ve ekmek diyenler
ve bir yanda onlara daima şükretmeyi salık veren efendiler...
Ta o günden beridir ki
köleler savaşır durur, hak, eşitlik ve adalet diyerek
oysa kavgaları hep kendi aralarında olmuştur
efendiler; onlar için çarpışan kölelere madalya takarken her zaman
özgürlük diyenleri hep hain ilan etmiştir...
Köleler, halinden memnun tok köleler...
Onlar efendilerine çok müteşekkirler...
ve halinden memnun olmayıp, özgürlük diyerek aç yatan
asi köleler...
Onlar hallerinden çok memnunlar, aç bile olsalar
Bir felsefe, bir ideoloji değil bu, yada epik bir destan
yazılıp gelen ta dünya kurulduğu günden gelen...
bir yanda aç yatarken halinden memnun,
öte yanda tok yatmaktan mesut olan köleler..
Oysa dostlarım; güneş hepimizin, hava da öyle
su bedava olmalı, ekmek de,
köle olmamalı insan insana, insan da heveslerine
üleşmeli zenginliği, üleşmeli ekmeği ve suyu
biri yaşarken sevinçleri, öteki üzülmemeli
sevinci paylaşmalı, kederi bölüşmeli
köle ve efendi nasıl ki eşitse toprağın altında
toprağın üstünde de insanlar eşit bir şekilde
havayı soluyabilmeli, suyu içebilmeli,
ve ekmeği herkes eşit yiyebilmeli...
19 Eylül 2018 22 suları
Kudret Harmanda