Artık
ömrünün son deminde, bitişini yüz yıllar öncesinden ilan etmiş olmasına karşın
Türk İmparatorluğunun topraklarının ortasında çıban başı olmaya devam eden Bizans… Gerek siyasi ve gerekse askeri açıdan
burayı topraklarına katmak zorunda olan Osmanlı Türk İmparatoru 2 inci Mehmet
Han.
Yapılan
devasa hazırlıkları, Anadolu ve civar Türk beyliklerinden gönüllü katılan
binlerce asker. Sırf İslam peygamberi Hazreti Muhammed'in “Letüftehannel
Konstantiniyye, feleniğmel emiru, emiruha, feleniğmel ceyş-i, zelikel ceyş”
“İstanbul elbet bir gün fetholunacaktır, onu fetheden kumandan ne büyük
kumandan, fetheden asker ne kadar güzel askerdir." Hadisine layık
olabilmek için 2 inci Mehmet'in sancağı altına koşup gelen Anadolu Türk
beylikleri…
Sağ
yan kuvvetler: Beylerbeyi İshak ve Mahmûd Paşalar kumandasında 50 bin Anadolu
askeri olup, yerleşme alanı Yedikule-Topkapı arası idi. Bu ordu Anadolu’dan
Gelibolu’ya geçerek Osmanlı ordusuna katılmıştı.Orta kısımdaki kuvvetler:
Sultan Mehmed Han kumandasında 15 bin yeniçeri olup, yerleşme alanı
Topkapı-Edirnekapı arası idi. Sol yan kuvvetleri: Edirnekapı’dan Tekfursarayı
önlerine kadar Karaca Bey kumandasında, 50 bin Rumeli askeri… Beyoğlu
sırtlarında Zağnos Paşa kumandasındaki kuvvetler vardı. Bu kuvvetler
Cenevizlilere karşı saf tutmuş bulunuyorlardı. İhtiyat kuvvetleri ise; 100 bin
süvariden ibaret kuvvetlerden olup her yönde kullanılacak şekilde
yerleştirilmişlerdi. Toplamda Osmanlı Türk kara ordusu 215 bin muharip askerden
müteşekkildi.
Osmanlı donanması: 12 büyükçe çektin (çektirme) adı verilen gemi ile 80 çift kürekli hafif gemi (çifte güverteli), ayrıca 55 küçük gemiden olup tamamı 147 gemiden oluşuyordu. Bu gemiler, içine çok sayıda asker alan gemiler değildi. Yalnız manevra kabiliyetli, süratli hareket edebilen, üç ve iki sıra kürekli, hafif, kıyılara kolaylıkla sokulabilen harb gemileriydi. Bu gemiler Beşiktaş sahili yakınlarında bulunuyorlardı ve Osmanlı Devletinin altıncı kaptân-ı deryası Baltaoglu Süleyman Bey kumandasında idiler.
Bizans ordusu ise İtalyan, İspanyol, Giritli, Fransız, Venedikli, Macar ve Rus paralı askerleri de dahil olmak üzere 15 ile 25 bin arasındaydı. Bu sayıya yerel milis kuvvetleri de dahil değildir.
Osmanlı donanması: 12 büyükçe çektin (çektirme) adı verilen gemi ile 80 çift kürekli hafif gemi (çifte güverteli), ayrıca 55 küçük gemiden olup tamamı 147 gemiden oluşuyordu. Bu gemiler, içine çok sayıda asker alan gemiler değildi. Yalnız manevra kabiliyetli, süratli hareket edebilen, üç ve iki sıra kürekli, hafif, kıyılara kolaylıkla sokulabilen harb gemileriydi. Bu gemiler Beşiktaş sahili yakınlarında bulunuyorlardı ve Osmanlı Devletinin altıncı kaptân-ı deryası Baltaoglu Süleyman Bey kumandasında idiler.
Bizans ordusu ise İtalyan, İspanyol, Giritli, Fransız, Venedikli, Macar ve Rus paralı askerleri de dahil olmak üzere 15 ile 25 bin arasındaydı. Bu sayıya yerel milis kuvvetleri de dahil değildir.
Netice
itibariyle Konstantiniyye (Bizans, İstanbul) fethedilmiş, Osmanlı Türk Hakanı 2 inci Mehmet Fatih unvanını alarak Fatih Sultan Mehmet olmuştur. Bazı
tarihçilerin dediği üzere Doğu Roma İmparatorluğunun Türkler tarafından
başkentinin fethedilmesiyle bir çağ kapanmış, başka bir çağ başlamıştır.
Yukarıda yazdığımız bilgileri zikretmemizin amacı İstanbul'un birinci fethini
küçümsemek amacı değildir. Bilakis birazdan aşağıda yazacak olduğumuz bilgiler
ile kıyaslanması amacıyladır.
Tarih
13 kasım 1918, Türk devletinin daha 15 gün önce imzalamış olduğu Mondros ateşkes
antlaşmasının 7 inci maddesine atıfta bulunularak 465 senelik Osmanlı Payitahtı
(başkenti) İstanbul işgal edilmektedir.
Haçlı
ordusu zafer sarhoşudur. Haçlı Donanması namlularını Osmanlı Sultanı
Vahdettin'in ikametgahı olan Topkapı Sarayına ve Babıali'ye çevirmiştir. 55
gemiden oluşan Haçlı Donanmasından 3500 asker karaya çıkartılır. Türk
Milletinin Harim-i İsmeti olan başkenti işgal edilmiştir. 465 senedir Türk
olan, Avrupalıların korkulu rüyası Türk İstanbul yabancı çizmeler altında
ezilmektedir. 18 Kasım 1918 gününe gelindiğinde Haçlı Donanmasının gemi sayısı
167 ye ulaşmıştır. Büyük Britanya krallığı İstanbul'un yeniden kurtuluşu(!)
için en gelişmiş savaş gemilerini göndermiştir. Bunların içinde iki tanesi
vardır ki, isimlerini zikretmeden geçemeyeceğim; HMS Argus ve HMS Kig George V.
Bu iki geminin en önemli yanları her ikisinin de uçak gemisi olup, üzerlerinde
zamanın en modern uçaklarının bulunmasıdır ki, varın siz düşünün İstanbul'un
Haçlı ordusu tarafından kurtarılma(!) amacındaki önemi!
Artık
İstanbul sadece kağıt üzerinde bir başkenttir. Zaten 30 Ekim 1918 de imzalanan
Mondros Ateşkes anlaşması Osmanlı'yı fiilen bitirmiştir. Başkentinin işgali ise
bu fiiliyatın canlı bir göstergesi olmuştur. Görünende tam bir işgal gibi
görünmeyen ve sanki hala İstanbul'un sahibi padişahmış gibi bir hava estirilen
fiili durumda, Haçlı ordusu kumandanlığı yayımladığı bir bildiri ile iplerin
kimin elinde olduğunu gösterecektir. Nemi demektedir bu bildiri; işgal
geçicidir, padişahlığı ve halifeliği korumak ve güçlendirmek için
işgaller gerçekleştirilmiştir, azınlıklara yönelik
bir katliam başlarsa İstanbul Türklerden alınacaktır, herkes
padişahlık makamının İstanbul'dan vereceği kararlara uyacaktır.
Görüldüğü
üzere İstanbul fiilen İngiliz Yüksek Komiserinin keyfiyetine bırakılmış
haldedir. Padişah ve onun kukla hükümeti
ise göstermeliktir. 29 Mayıs 1453 te fethedilen, adına şiirler, besteler
yapılan İstanbul, Haçlı ordularının çizmeleri altında inim inim
inlemektedir. Bizim olan İstanbul, artık
bizden çıkmıştır! İşgal süresince
İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan İstanbul'da 51 bin 275 asker
bulunduracaklar, işgal ordusu en modern
silahlar ile donatılacaktır. Hatta bu gün müttefik olarak görülen Amerika
Birleşik Devletlerinin İstanbul'un işgali süresince toplam 20 savaş gemisi
İzmit limanında ve İstanbul önlerinde olacaktır.
Son
Osmanlı Meclisinin yayınladığı Misak-ı Milli bildirisinin ardından 16 Mart 1920
de İstanbul tam anlamıyla işgal edilecek, görünüşte Padişahı sözüm ona tanıyan
işgal kuvvetleri artık yaptıkları hiçbir
fil ve eylemi esir hükümete bildirmeden yapacaktır. İstanbul tam anlamıyla
düşmüştür artık!
4
yıl 10 ay 23 gün boyunca işgal altında kalan İstanbul, 6 kim 1923 günü TBMM
orduları tarafından resmen işgalden kurtarılmıştır. Bu süre zarfında verilen
Türk İstiklal Harbi bizim olan, ebediyen Türk kalacak Anadolu ve Trakya'da
tekrar ezan seslerinin duyulması için 91 bin 148 Mehmetçiğin canı ve bedeni mukabili tekrar bu toprakları vatan
edecektir.
İstanbul'u
fetheden Fatih Sultan Mehmet anılmayı ve fatihayı ne kadar hak ediyorsa, Bizans'ı tarihin tozlu
raflarına gönderen Osmanlı Türk ordusu ne kadar hayırla yad edilmeyi hak
ediyorsa, 29 Mayıs Fetih kutlamaları ne kadar yerindeyse…Bu kutlu beldeyi
tekrar Türk Vatanı eden, tekrar hür ve bağımsız eden, Türk Milletinin şeref ve
haysiyetini düşmanın çizmeleri altından kurtaran Türkiye Büyük Millet Meclisi
Orduları ve onun Başkumandanı Mareşal
Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları da taktir edilmeyi, Fatihaları,
Yasinleri, o kadar hak etmektedir!
Hiçbir
şekilde Fatih Sultan Mehmet Han ve Başbuğ Mustafa Kemal Atatürk'ü kıyaslayacak
değilim. Haddimi bilirim, Türkün iki başbuğunu kıyaslamak ancak cahillerin ve
haddini bilmezlerin işidir. Ancak şunu da yazmadan geçemem; Türk tarihinde 29
mayıs ne kadar önemli ise, 19 Mayıs ondan geri kalır değildir! Eğer 29 Mayıs
kutlanacaksa, eğer fetih hakkıyla kutlanmak isteniyorsa; İstanbul'un ikinci
fatihleri de unutulmamalıdır!