EDİ BESE-YETER ARTIK!
TBMM kürsüsünden bir vekil haykırıyor; “Edi bese! Edi
bese! Edi bese!” Türkçe anlamı yeter artık demek olan bu kürtçe kelimeyi
haykıran vekil Osman Baydemir. Diyarbakır’ın Sur ve Şırnak’ın Cizre ilçelerinde
yapılan terör operasyonları nedeniyle insanların öldüğünü söyleyerek milletin
en kutsal yeri olan Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden haykırıyor sayın
vekil; “Edi bese! Yeter artık!” diyerek.
Sayın vekil kendince haklıdır. Fikre saygı duymak
gerektir. Ancak benim de milletin bir ferdi olarak bu haykırışa verilecek bir
cevabım vardır. Çünkü cevap hakkım doğmuştur.
Sayın vekil; 15
Ağustos 1984 ten bu yana 32 yıldır neden yeter denilmedi diye sorarlar adama!
Neden kürt halkının yaşam hakkı elinden alınırken, beşikteki bebekler
kurşunlanırken, küçücük çocuklar dağa kaçırılırken, evler ateşe verilirken,
sırf korucu diye insanlar ağızlarına para tıkılıp katledilirken EDİ BESE-YETER
ARTIK denmedi diye sorarlar! Binlerce insan sakat kalırken, köylülerin
hayvanlarına el konulurken, yaylaya çıkmış çobanlar keyif için kurşunlanırken,
sırf insanlar öğrenmesinler diye okullar yakılırken, öğretmenler öldürülürken
neden EDİ BESE demediniz diye sorarlar! Vatandaşın can ve mal güvenliği hiçe
sayılırken, evlerinde bile ölüm kol gezerken, sokaklar barikat, hendek, perde
ile kapatılırken, kış gününde insanlar akın akın ölümden kaçarken, daha hayatın
ne olduğunu bilmeyen 5 aylık, 1 yaşında, 4 yaşında kara toprakla buluşan
bebekler ölürken neden EDİ BESE demediniz diye sorarlar sayın vekil!
Yıllarca eli kanlı örgüt sözde bağımsızlıkları için
onların temsilcisi olduğunu iddia ettiği kürtleri katlederken kimse yeter
demiyordu.
7 Mart 1987
tarihinde Mardin’in Nusaybin ilçesi Açıkyol Köyü’nde 6’sı çocuk 8 kişi kurşuna
dizildi. Edi bese diyen olmadı! Tıpkı 20 Haziran 1987’de Mardin’in Ömerli
ilçesindeki geçici köy korucusu ailelerin yoğunlukta olduğu Pınarcık köyünde
16’sı çocuk 30 kişi vahşice katledildiğinde yeter artık diyen olmadığı gibi!
Mesela 10 Haziran 1990 tarihinde
Şırnak Güçlükonak Çevrimli köyünde 12’si çocuk, 7’si kadın ve 4’ü korucu olan
27 kişi evlerinde pkk terör örgütü militanlarınca yakılarak katledilirken kimse
çıkıp da EDİ BESE demiyordu! 5
Temmuz 1993 tarihinde, faşist kürt terör örgütü pkk’nın Erzincan’ın Kemaliye
ilçesine bağlı Başbağlar köyünde 33 kişiyi katlettiği ve köyü ateşe verdiği
katliamı hatırladınız mı? Kimseden EDİ BESE diye bir feryat duymamıştık o
zamanlar!
Bu ülke pkk teröründen çok çekti. Fidan misali
evlatlarını toprağa verdi. Sözde kürt aydını olduğunu söyleyenler bir defa
olsun çıkıp “Bu katledilen öğretmenler, kamu görevlileri, asker, polis kürt
halkı için burada; yeter artık!” demedi, diyemedi. Binlerce gencimiz toprağa
girerken, binlerce ana baba evlat diyerek kara toprağı kucaklarken ne hikmetse
kimsenin aklına “EDİ BESE!” demek gelmiyordu!
Düşünün; 32 yılda faşist pkk terörüne kurban verdiğimiz
insanlarımız orta boy bir ilçenin nüfusuna dayanmış. Terör kurbanları sadece
ölenler değil elbette. Terörün bitirdiği hayatların yanında sakat kalan,
elinden obasından kalkıp gurbet ellerde yaşamak zorunda kalan, aileleri parçalanmış,
ekonomileri tükenmiş insanlarımızda var. Bu insanlarımız acı çekerken kimse
çıkıp da faşist pkk terörüne EDİ BESE demiyordu!
Terör
örgütünün ilk eyleminden bu güne ölen insanımızın sayısını merak edenlere
tekrar yazayım ki; kimin bu işi yeter etmesi gerektiğini varın siz düşünün. 15
Ağustos 1984 ten Ağustos 2015 e kadar terör örgütü 83 bin 500 saldırı
gerçekleştiriyor. Bu saldırılarda 6 bin 741 sivil hayatını kaybederken, 14 bin
257 sivil ise yaralandı. Bu dönemde güvenlik güçleri, 22 bin 374 teröristi
etkisiz hale getirdi. Güvenlik güçlerinin bölücü terör örgütüne yönelik yaptığı
operasyonlarda 48 bin 435 uzun namlulu ve ağır silah, yaklaşık 80 bin el
bombası, 43 bin tabanca ve 5 milyonun üzerinde mermi ele geçirildi. Güvenlik
güçlerinin bölücü terör örgütüne yönelik mücadelesinde bin 466’sı geçici köy
korucusu olmak üzere 7 bin 230 şehit verildi. 31 yıllık mücadelede 21 bin 128
güvenlik görevlisi de yaralandı.
Rakamlar kimin kime yeter demesi
gerektiğini gözler önüne sermekte. Eğer sayın vekil; yeter artık diyecekseniz,
silahlar sussun, insanlarımız ölmesin diyecekseniz, çöpe giden milyar dolarlar
halkımızın refahı için harcansın diyecekseniz demeniz gereken yer Türkiye Büyük
Millet Meclisi değil, Kandil dağıdır! Eğer terörle anılan topraklar barış ile
anılsın diyorsanız; katil olanın devlet değil birilerinin maşası olan pkk terör
örgütü olduğunu ayan beyan halka anlatacaksınız! 16 Sinop Nükleer Santrali, 11
GAP, 87 Atatürk Barajı, 70 Marmaray ve 100 Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapacak
kadar paranın Türkiye bütçesinde kalmasını isteseydiniz; EDİ BESE diye
emperyalistlerin oyuncağı olmuş, kürtlükle uzaktan yakından alakası kalmamış
katil sürüsü pkk terör örgütüne bağırırdınız!
Şimdi
ortak akılın konuşması gereken zamandır. Halk, pkk terör örgütünün amacının
basit bir kürt ayaklanması olmadığını anlamak zorundadır. Bu gün Diyarbakır Sur
ilçesinde terör örgütü saflarında yabancı uyruklu 300 paralı teröristin
olduğunu, terör örgütünün Sırp keskin nişancıları Sur, Cizre ve Silopi’de
devletimizin askeri ve polisine karşı kullandığını, katil devlet diyerek
Türkiye Cumhuriyetine saldıranların asıl amacının ülkemizin Güney Doğusunu
yabancı postallar altında çiğnetmek olduğunu kürt halkının bilmesi gerektir. Bu teröre YETER ARTIK diyecek olan bölge
halkıdır. Çünkü pkk terör örgütünün nihai hedefi kürt bağımsızlığı değil, orta
doğuda yeni bir çıban başı; Büyük Ermenistan yaratma çabasıdır!
Sayın vekilden TV’lere çıkarak pkk
terör örgütüne EDİ BESE-YETERARTIK demesini sabırsızlıkla beklemekteyiz. Türk
Polisi ve Askeri bölücü terör örgütüne anladığı dilde “YETER!” demektedir ve
demeye de devam edecektir!