Konuşsana
Müslüman, neden sesin duyulmuyor?
Yoksa Türkmen Türk
diye, ümmetten mi sayılmıyor?
“Tayland hükümeti Malezya’ya geçmeye çalışırken
yakaladığı 300 Uygur Türkünü Çin vatandaşı oldukları anlaşılırsa Çin Halk
Cumhuriyetine iade edecek. Çoğu kadın ve çocuk 300 Uygur Türkünün Çin
Hükûmetine teslim edilmeleri demek Çin yasaları uyarınca Vatana ve Sosyalizme
İhanet olarak değerlendirilip idam edilmeleri demek.” –(Channel 4 İngiliz Tv
Kanalı)
Adı Demokratik Halk Cumhuriyeti, ama gerçekte koyu faşist
bir diktatörlük olan Çin devleti eğer geri alabilir ise kadın, çocuk demeden
300 Uygur Türkünü kurşuna dizecek. Gerekçesi ise Vatana İhanet! Bu zavallıların
tek umudu ise Türk Dünyasının ağabeyi olan Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti.
Türk Dışişleri Tayland hükûmeti nezdinde girişimlerde bulunmuş 2014 Kasım ayında, ancak hala bir çözüme
ulaşılamamış.
Merak ettim, “Ben
Çarliyim!” diye yürüyenler şimdilerde neredeler? Yoksa bunlar Türk diye,
yürümeye gerek duymaz mı aslan hümanistler?
Irak’ın Musul, Selahattin, Erbil, Telafer ve Kerkük
kentlerinden terörist Isıs ve Peşmerge kıskacında bulundukları için dağlara sığınan 250 bin Türkmenin zorluklar içerisinde
yaşamaya çalıştıkları, her gün 5-10
(yazması bile ne kadar acı ama gerçek bu!) çocuğun açlık ve susuzluk nedeniyle
öldüğü, Türkmenlerin sistematik bir caydırma ve katliam tehdidi altında olduğu
ve acilen yardıma ihtiyaçları bulunduğu, yardım edilmediği taktirde son
yıllarda yaşanabilecek en büyük katliamlardan birisinin modern dünyanın gözleri
önünde yaşanacağı aşikardır. –Human
Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) Irak 2014 Kasım Raporu
Bir tarafta terörist ve taşeron İşid-Isıs, öte tarafta Türk düşmanı, emperyalistlerin
uşağı Peşmerge… Al birini vur ötekine…
Türk Milleti kimlerin insafına kaldı? Isıs yada Işid yani Irak Şam İslam
Devleti denilen ama gerçekte İslamiyet ile uzak yakın zerre kadar ilgisi
olmayan caniler sürüsü. Bir anda ortaya çıkan ve ön Asyayı kana bulayan taşeron
örgüt. (http://kudretharmanda.blogspot.com.tr/2014/10/kim-bunlar.html)
Öte yanda yıllardan beri Irak ve Suriye devletlerinde sözüm ona bağımsız devlet
kurma çabasında, ama gerçekte “Biji Serok Obama!” (Yaşa Başkan Obama!) diyerek
Amerikanın emrinde olduğunu açık seçik ilan eden Peşmerge… Her ikisinin de en
büyük hedefi Türk’ten arındırılmış bir ön Asya yaratmak. Hayal ama; ya tutarsa?
Bunun için sözde Ezidileri, Kürtleri hedef almış gibi görünüp, gerçekte Türk unsurları yok etmek için adeta birbirleriyle
yarış etmekteler. Daha dün Kerkük ve Musul’da Peşmergenin Türkmenleri sindirmek
için yaptıkları terörist eylemleri unutmadık. Binlerce Türkmenin sistematik bir
biçimde soy kırımla tehdit edildiğini, okullara alınmadığını, Türkmen
mahallelerinin yakılıp, insanlarımızın dağlara gitmeye zorlandığını çok iyi
biliyoruz. Taşeron örgüt İşid için en zorlu düşmanlar Türkmenler! Çünkü
Türkmenler için vatan namus demek,
alalade bir toprak parçası değil. Onlar savunurken topraklarını, namuslarını
savunmaktalar. Bu da ön Asya’da farklı
niyetleri olan emperyalist güçlerin
canını sıkmakta. Bu nedenle en şiddetli
saldırılar Türkmenlerin bin yıllık yurtlarına yapılmakta.
Sahi haberi var mı acaba bu
durumlardan Esma severlerin? Yoksa
bunların Türk olmaları yeterince ilgilerini çekmez mi Rabia’cı efendilerin?
1000 senedir o topraklarda bulunan ve Türk Milli İstiklal harbinde varını
yoğunu Ankara’ya, cepheye gönderen Türkmenlerin dünyada tek güvenecekleri
devlet Türkiye Cumhuriyeti, tek tutunacakları dal, Türk Milletidir! Ama ne
hikmetse “Hepimiz Esmayız!” diyenleri göremiyoruz meydanlarda, neden acaba?
Bu
gün hangi Ermeni çocuğuna sorsanız, size “1915 de Türkler mazlum(!) ermeni milletine
soykırım(?) yaptı.” diyecektir. Bendeniz sokağa çıktığımda bizim çocuklara
soruyorum bazen; Muratağa, Atlılar, Sandallar, Taşkent neresidir? Buralar size
ne hatırlatıyor? Nasıl cevaplar
veriliyordur sizce? Şöyle mi; 14 Ağustos 1974 tarihinde Kıbrıs adasında bulunan
dört köyde 16 günlük bebekten 95 yaşındaki ihtiyara varıncaya kadar 215 Türkün
katledilmesini hatırlatıyor…mu acaba? “Abi biz ne bilelim ya hu? Tarih
kitabında bunlar yazmıyor ki!” Tarihi sadece okulda okudukları tarih
kitaplarından öğreneceğini sanan bir nesil. Bu neslin cehaletine sessiz kalan
bizler…
Daha yakın tarihimizi bilmiyoruz! Çocuklarımıza neyi bırakacağız?
Mısırlı Esma’yı, Filistinli Rabia’yı bilen Türk çocuğu, Kıbrıslı Ayşe’yi, Karabağlı Höküme’yi
bilmiyorsa, dünyaya “Biz soykırım yapmadık, Vatan savunduk!” diyebilir mi?
1821
den 1923 e kadar Balkanlarda, Yemen’de, Filistin’de, Irak’ta, Suriye’de ve en
nihayetinde Anadolu’da 5,5 milyon insanını kaybeden Türk Milleti, kendisine dayatılan emperyalistlerin sözde
soykırım masalları ile uğraşırken, kendi
öz tarihini evlatlarına öğretmek zahmetine katlanmamıştır. Sadece 1914-1918
yılları arasında Ermeniler’ce Taş hanlara kapatılarak yakılan, kundaktaki
bebekten, eli ayağı tutmayan yaşlılarına varana kadar binlerce insanı
işkencelerle şehit edilen milletimiz ne yazık ki uğradığı mezalimi daha kendi
çocuklarına öğretememiş! Bakü’de 20 Ocak 1990 ‘da 143 ve 26 Şubat 1992 de Hocalı’da şehit edilen 106'sı
kadın, 83'ü çocuk toplam 613 Azerbaycan Oğuz Türkünü kaçımız biliyoruz ve
anıyoruz?
Hakikaten; “Hepimiz Ermeniyiz!”
diye çığlık atanlar, “Suyun öte yakası benim kardeşim!” diye zırlayanlar; sizin
için ölen Türk olunca kıymeti yoktu değil mi?
Türk
Milleti en kısa zamanda Türk Cumhuriyetleri Birliğini kurmak, esaret altındaki
soydaşlarının dertlerine derman olmak zorundadır. Eğer Lefkoşa’daki Türkün
acısı, Gence’deki Türkün derdi, Urumçi’deki Türk kızının göz yaşı bizi alakadar
etmez ise, yarın bizim için göz yaşı dökecek kimseyi bulamayız!
Biz
Türk Milletiyiz! Lütfen unutmayalım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder