Bu gün sosyal paylaşım ağında bir resim gördüm; kanım kudurdu! Yerde
serilmiş bir Türkiye Cumhuriyeti bayrağı ve onun üzerinde yürüyüş yapan Hınçak
torunları. Bayrağımızı yakan, üzerinde yürüyen ellerinde hala Anadolu ve
Karabağ Türklerinin kanı kurumamış Hınçak torunları... Güya bu şekilde Türk
Milletinden intikam alıyorlar. Bizdeki bazı zevatında hoşuna gidiyor olmalı bu
görseller. Nede olsa çiğnenen Türkün onuru!
Yüzyıllar
boyu Ermeni ve Türk toplumu birlik içerisinde yaşamışlardır. Gerek Anadolu'da
ve gerekse Kafkasya'da tabiri caiz ise koyun koyuna yaşayan bu iki ulus
kültürel olarak birbirini derinden etkilemiş, ortak kültür mirasına sahip
olmuşlardır.
Ancak şurası unutulmamalıdır ki; ne kadar
ortak kültüre sahip olursanız olun, sonuçta zift ve süt birbirine karışmaz! Temelinde ırk ve inanç ayrılığı olan iki ulus asla kardeş
olamaz! Kardeşiniz olmayandan dostluk beklenmeyeceği de aşikardır!
Hiç
merak ettiniz mi, daha düne kadar "Milleti Sadıka" dediğimiz Ermeni
ulusu ne oldu da bir anda Türk Milletinin can düşmanı oldu? En üst devlet
yönetimlerine getirdiğimiz bu sadık millet (Çok acıdır, pek çok bakanlığa
Ermeni asıllılar getirilirken Türkler sadece cephelerde ölmektedir!) ne olmuştu
da bir anda kapı komşusu Türkleri Taşhanlara, camilere, kiliselere kapatıp
ateşe verir olmuştu? Ne olmuştu da binlerce Türk kızının namusu kirletilmiş,
gösterişli törenlerin yapıldığı Akdamar Kilisesi tecavüz merkezi olmuştu? Yüzyıllar
boyu her türlü serbesti ile yaşayan ve hatta Osmanlı Devletini diplomatik alanda temsil etme yetkisi verilen bu milletin
bize bakış açısı sanıldığı gibi dostane değildi! Bunu sadece Osamanlının
yıkılış sürecinde değil, çok daha önceleri görmek mümkündür.
Şimdiye kadar yapılan araştırmalarda ne hikmetse
hep Fransız ihtilalinin Ermenilerde millet bilinci oluşturduğu, Ermeni ulusunun
içinde bu ihtilalin etkileri ile milli uyanışlar olduğu yazılır ve çizilir.
Oysa durum hiçte Fransızların üstüne mal edilecek kadar basit değildir. Çünkü
daha Fransız İhtilali ufukta görünmezken Mkhitar
Sebastatsi (Born Petros Manuk)
isimli bir papaz, Ermeni kültürünün ve milletinin yaşaması ve Ermenilerin
Osmanlıdan bağımsız olması için 1701
yılında kurduğu Mekhitarist Enstitü ile İstanbul'da Ermeni cemaati içinde kendisine
yer edinmeye çalışmış, buradaki cemaatten yüz bulamayınca önce Mora'ya ardından
da Osmanlının kadim düşmanı Venedik
Cumhuriyetine giderek öğretilerini
yaşaması ve yayılması için çalışmıştır.
İşin enteresan tarafı da Mekhitaristlerin en büyük hamisi Papa 11 inci Clement (Giovanni Francesco Albani) olup amacı sadece Ermeni kültürünü
yaşatmak gibi masum (!) istekleri olan Mekhitarist Ermeni cemaatının yaşaması
için elinden gelen yardımı yapmıştır!
Katolik papa; Ortodoksluktan ayrılma Ermeni
Apostolik kilisesine hamilik yapmaktadır! Daha dün aforoz ettikleri birilerine
yardım etmek acaba papanın özel alakasından mı, yoksa Vatikan'ın yüzyıllardır
süre gelen Müslüman Türk kininden mi kaynaklanmaktadır? Bütün vaazlarında barış
ve kardeşlikten dem vuran papalar ne hikmetse konu Müslümanlar, hele hele
Türkler olunca birden söylem değiştirmekten geri kalmıyorlar. Neden acaba? Bu konuyu son papaya soracaktım ama gerek kalmadı, o özel
alakayı kendisi açıkladı...
Mekhitarist
Enstitüde yetişen din adamlarının amaçları doğrudan doğruya Ermeni devleti
kurmaktır. Gizlice yada aşikar olarak
Osmanlı topraklarına giderek Viyana'da
kurdukları matbaada basılan matbuatla Osmanlı ülkesinde Ermeni ulusunun bağımsızlığı
için Ermeniler arasında etkin bir propaganda ile teşkilatlanmışlardır.
İlk etapta masum köylülerin yada Ermeni
tüccarların istekleri gibi görünen talepler, giderek devletin egemenlik hakkını hiçe
saymaya kadar gitmiş ve bunun
neticesinde devlete vergi vermeyi ret eden Maraş'ın Zeytun kasabasında 1780
yılında ilk isyan patlak vermiştir. Daha Fransız İhtilalinin çıkmasına 9 yıl
vardır ve Osmanlı Valisi Ömer Paşa bu isyanda can vermiştir. (1)
Tiflis deki Nersesian Koleji ve Lazarian
Koleji'nde Moskova-Lazarevski Enstitüsü (1816) önde gelen eğitim kurumlarında
yetişmiş ulusal bilinçli Ermeni öğretmenler etkili olmaktaydı. Öncüleri
arasında Mikayel Nalbantyan, Haçadur Abovyan ve Stepan Nazaryan vardır. (2) Osmanlı içerisinde kurulu olan
resmi yada gayrı resmi Ermeni okullarında Türk aleyhtarı eğitim ve öğretim
verilmekte, gizli Ermeni cemiyetleri güçlenmekteydi. Özellikle 1828 yılında
Türk kenti olan Revan (Yerevan-Erivan) Rusların eline geçince adeta Ermenilerin
beklediği güneş doğdu! Türk kenti Revan'daki Türk nüfus buradan kovularak hiç
bir bedel yada vergi alınmadan Rus dostu Ermeniler buraya yerleştirildi. Artık
Ermeniler'in çok daha büyük bir hamisi vardı; Rusya!
Oysa büyük devletler ile ittifak yapmak
küçük yada zayıf devletlere veya uluslara daima pahalıya mal olmuştur. Tarih
bunun sayısız örnekleri ile doludur. Ben büyük devletler ile işbirliği yapmayı
Piton yılanı ile aynı yatağı paylaşmaya benzetirim!
Rusların kışkırtmaları ile Osmanlıya karşı otuza yakın isyan çıkaran Ermeniler büyük ağabeyleri
Rusya'nın himayesinde Doğu Anadolu'da devlet kuracaklarını sanırken, kurdukları
Kafkasya'daki uyduruk devletleri de bir gecede tarihe karışmıştır. 29 Kasım
1920 de Erivan'a giren Kızılordu Doğu Anadolu hülyalarında gezen Ermenilere 71
yıl boyunca tadına doyamayacakları güzel bir hediye vermiştir. (3)
1989 yılında
Bayburt ilinin Aydıntepe ilçesinde göreve başlamıştım. 1987 senesinde ilçe olan
bu küçük Anadolu kasabasında her istediğimiz malzemeyi bulamadığımız için 24 kilometre ötedeki
Bayburt il merkezine gidiyorduk. Bu gidiş gelişlerimiz esnasında meşhur Taş han
denen mağazaları görme imkanım olmuştu. Yaşlıca bir amcaya buralar neden
mezbelelik diye sorduğumda (Girişlerinde kocaman bir demir kapı vardı.
Duvarları simsiyahtı.) "Burası Ermenilerin Müslüman Türkleri kadın, çocuk,
ihtiyar, genç demeden kapatarak yaktıkları yerdir. Acı bir hatırası
vardır!" demişti. Görev yaptığım süre içerisinde Bayburt ilinin pek çok
köyüne gitmiş, burada yaşları yüze yaklaşan pek çok insanla bizzat görüşmüştüm.
Anlattıklarını yazmaya kalkarsam inanın sayfalar değil ciltler yetmez!
Sadece 1910-1922 yılları arasında Ermeni
çetecilerin Anadolu'da yaptıkları katliamlarda öldürülen Türklerin sayısı
kaçtır biliyor musunuz? 523.955 Türk Ermeni çetecilerin hunharca cinayetlerine
kurban gitmiştir! (4), (5), (6) Ayrıca Asala terör örgütü tarafından katledilen
Türk Diplomatlar kimsenin aklına gelmez! Talat ve Cemal Paşalar kimse
tarafından hatırlanmaz. Ne hikmetse kimse bunu sormak istemez de olmayan, o
sırada Anadolu'da bulunmayan 1,5 milyon Ermeni'yi Türklere katlettirirler!
Hani
birileri NOBEL almak için ısrarla
1,5 milyon Ermeni katledildi diye terane okuyorlar ya, ben garip de küçük bir
araştırma yapayım dedim. Öyle ya, 1,5 milyon ölü aklın ve mantığın alacağı bir
rakam olmaktan çok çok öteyken, acaba o yıllarda Anadolu ve Trakya'da kaç
milyon Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşı vardı? Sıkı durun 1914 tarihli sayıma
göre ana Ermeni kilisesine
yani Apostolik ya da Gregoryan kilisesine bağlı Ermeniler 1 milyon 161 bin 169
kişi görünüyor. Ermeni Katolikler 67 bin 838, çok büyük kısmının Ermeni
olduğunu bildiğimiz Protestanlar ise 65 bin 844. Toplayalım bu rakamları; 1.294.851 BİRMİLYON İKİ YÜZ DOKSAN DÖRT BİN
SEKİZYÜZ ELLİ BİR Hadi şimdi çık
işin içinden. 205.149 İKİ YÜZ BEŞ BİN YÜZ KIRK DOKUZ kişi nerede?
Kimse kendini kandırmasın; biz "Türkün
Türk'ten başka dostu yoktur!" derken laf olsun diye demiyoruz. Kabul edin
yada etmeyin gerçek bu. Siz Türk olduğunuzu unutsanız da düşmanlarınız bunu
asla unutmayacaktır. Siz ne kadar tarih kitaplarınızdan, çocuklarınıza
okuttuğunuz kitaplardan Ermeni ve Rum çetecilerin vahşi katliamlarını
çıkarsanız da, onları "Araratın çocukları" "İki yakanın
çocukları" diye şirin göstermeye çalışsanız da; onlar asla müfredatlarını
değiştirmeyecek, Türkün kanını zehirli görmeye devam edecektir.
Türk çocuğunun birinci vazifesi düşmanlarını hakkıyla
tanımak ve buna göre tedbir almaktır! Ellerinde hala Anadolu ve Azerbaycan
Türklüğünün kanı bulunanlar benim dostum olamazlar! Benim kanımı dökmek, beni
köle etmek, beni yer yüzünden silmek isteyen kim olursa olsun benim
düşmanımdır!
KAYNAKÇA:
1-Küçük Ermeni Ansiklopedisi, I. cilt, Erivan, 1990.
2-Herzig, Edmund. Armenians
Past And Present In The Making Of National Identity A Handbook
3-Hambartsumyan, Viktor Ermeni Sovyet
Ansiklopedisi 7.cilt S.12, Erivan 1987
4- Ermeniler Tarafından Yapılan Katliam Belgeleri 1-2 T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Ankara,2001
5-Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda ve Anadoluda Ermeni
Mezalimi I (1906-1918) T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Ankara, 1995
6- Arşiv Belgelerine Göre Kafkaslarda ve Anadoluda Ermeni
Mezalimi II (1919) T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Ankara, 1995
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder