11 Ekim 2014 Cumartesi

DESTANSI BİR HAYAT MUSA KAZIM KARABEKİR

Konya Vilayeti Larende (Karaman) Kazasına Bağlı Gaffar Abad (Gaferiyad, Gaffiriyet, Gefr-İyad, Kasaba şimdiki adı Karaman ili Kazım Karabekir ilçesi) eşrafından Zaptiye Alaybeyi (Jandarma Paşası)  Mehmet Emin Beyin oğlu olan ve 23 Temmuz 1882 de İstanbul’da doğan Musa Kazım Karabekir, Fatih Askeri Rüştüyesi (ortaokul) ve Kuleli Askeri İdadisi (lise) ardından   1902 senesinde Harbiye Mektebinden (Harp Okulu), 1905 senesinde Mekteb-i Erkan-ı  Harbiyeden (Harp Akademileri) mezun olmuştur. Ömrü o zamanın gereği her Türk subayı gibi cephelerde geçmiş, adeta harp meydanları ile izdivaç etmiş bir askerdir. 1924 senesinde 42 yaşındayken Aydın eşrafından Cemal Beyin kızı İclal hanım ile evlenmiştir. Musa Kazım Karabekir Paşa mükemmeliyetçiliği, aldığı cesur kararları, uygulama becerisi ve Türk Milletine olan inancı ile adeta destanlaşan bir hayat sürmüştür.

            Kazım Karabekir paşa cesur bir asker olmanın yanı sıra, mantıklı bir kurmay subayı ve dahi sayılabilecek derecede müthiş bir stratejisttir. 1914 senesinde görevli bulunduğu Paris’ten İstanbul’a döndüğünde yaklaşmakta olan büyük dünya savaşını görmüş,  İstanbul ve Çanakkale boğazlarının savunmalarının güçlendirilmesi, boğazlar da bulunan kuvvetlerin yeni destek kuvvetlerle güçlendirilerek savaştan mümkün olduğunca kaçınılması gerektiğini yakın çevresine ve üst komutanlarına söylemekteydi. Belki kaderin oyunu, belki de hasta adamın mukadderatı, Enver, Talat ve Cemal paşaların adeta Osmanlının ipini çekmek anlamına gelen ve neredeyse ülkede genç nüfus bırakmayan Cihan harbine giriş kararı akabinde Kazım Karabekir Paşayı İran harekatında, ardından Basra Valiliği ile Irak Mürettep Kuvvetler Komutanlığı görevlerinde görmekteyiz. 6 Mart 1915 tarihinde İstanbul’a gelen paşa 14 üncü Tümen Komutanı olarak Gelibolu’ya gider. Seddülbahir ve Kereviz Dere bölgelerinde 26 Ekim 1915’e kadar gösterdiği dahiyane sevk ve idare neticesinde karşısında ki düşman kuvvetlerini adeta sahile çiviler. 26 Ekim 1915 de İstanbul’da 1. Ordu Kurmay Başkanlığına atanır. Ardından 26 Nisan 1916 da   6 ıcı ordu kurmay başkanı olarak Irak’a gönderilir. Kut savaşında gösterdiği başarılar Onun halk arasında “Kuttul Amare Fatihi” olarak anılmasına neden olacaktır.

Lütfen buraya dikkat ediniz; Kazım Karabekir paşa birilerinin iddia ettiği gibi o sırada Anadolu’da bile değildir!  Ermeni Diasporasının dediği gibi ne Anadolu’da, ne de Suriye’de değildir ve Kut çölünde İngilizlerle çarpışmaktadır!  Şimdi burada bir nefes alalım; Paşamız eğer o tarihte Kuttul Amara’da ise neden Ermeniler Kazım Karabekir’e düşmanlık edip, onun hakkında olur olmaz iftiralarda bulunurlar? Nereden gelir Paşaya bu kin ve düşmanlık?  Hakikatte Kazım Karabekir paşa Anadolu’ya Cafer Tayyar (Eğilmez) Paşa ile becayiş yaparak 2 inci kolordu komutanı olarak 1917 senesinin Şubat ayında gider.  Van ilinde ilk yaptığı iş Müslüman Türk ahaliye kan kusturan Ermeni Hınçak çetelerini dağıtmak olmuştur. Karabekir Paşa bu konuda hiçbir müsamaha göstermemiş, silahlı Ermeni çeteleri dağıtmak, yakalayıp adalete teslim etmek konusunda tavizsiz bir gayret göstermiştir. Şimdi anladın mı sevgili okur; birilerinin ısrarla neden Kazım Karabekir Paşayı düşman olarak görüp, ona kin beslemesinin nedenini? 2 Mart 1919 da 15 inci kolordu kumandanlığı görevine atamasını yaptırtan (Dikkat ediniz; atanmadı, atanmasını sağladı!) Kazım Karabekir Paşa bizzat Mustafa Kemal Paşa ile temasa geçmiş, kendisinden Mustafa Kemal Paşanın tutuklanarak gönderilmesini isteyen İstanbul Hükümetine karşı gelerek bizzat Mustafa Kemal Paşaya “Ben ve kolordum emrinizdedir Paşam! “ diyerek adeta Türk Milli Kurtuluş hareketinin fitilini ateşlemiştir.

Kazım Karabekir Paşa, özellikle Erzurum ve çevresinde yetim kalmış 2 bini kız 6 bin çocuğu himayesine alarak “Gürbüzler Ordusunu” kurmuş, bir muharip olmanın yanında merhametli bir insan olduğunu da göstermiştir.
Son zamanlarda bir vilayetin şehri emini seçileni der ki; “Kazım Karabekir’in adının verildiği sokak isimleri değiştirilecek, Kazım Karabekir hem Kürtler hem de Ermeniler'in hafızalarında iyi yer tutmamaktadır.” der. Der demesine de, bizde deriz ki “Sen nerenin şehreminisin? Türkiye Cumhuriyetinin bir kentinin mi? Yoksa Ermeni kentinin mi?” Senin hafızalarında iyi yer tutmuyor  dediğin ve bin yıldır bu topraklarda Türkler ile koyun koyuna kefensiz şekilde yatan Kürtler, eğer Karabekir Paşa Şark Cephesi Kumandanı olmasaydı acaba senin şehremini olduğun kentte olacaklar mıydı? Sana bir tek şey diyeceğim ey belediye başkanı beyefendi; lütfen Ağn Merkez Hıdır Köyü, Ağn Merkez Yekmal Çukurçayır Köyü, Taşlıçay İlçesi Gerger Geçitalan Köyü, Yücekapı Hanzır Eleşkirt, Patnos İlçesi Koçaklar Marmus Köyü, Patnos İlçesi Köseler Kosa Köylerine bir kere git ve Kazım Karabekir Paşaya bir daha laf et!

            Birileri cennet mekan Kazım Karabekir Paşamız üzerinden şöhret olmak, birilerine yaranmak gayesinde olabilir, Türk Milleti bağrından çıkardığı Larendeli bu yiğit paşasını asla ve kat’a unutmayacaktır!
05 Haziran 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder